Tiyatro özgün haliyle ortalama 3000 kişilik bir kapasiteye sahiptir. Sahne binasının ilk kata arşitravfrizi üzerinde tespit edilen bir yazıt sayesinde ilk katın MS 164 yılında, İmp. Marcus Aurelius ve L. Verus Dönemi’nde inşa edildiği anlaşılmıştır. İkinci katın ise mimari bloklar üzerindeki süslemelerden anlaşıldığı üzere Severuslar Dönemi’nde (MS 2 yy sonu) inşa edildiği düşünülmektedir.
Cavea’daki (oturma yeri) yürüme yolunun (praetictio) altındaki 17 oturma sırası ile üstündeki 6 oturma sırası günümüze iyi durumda ulaşmıştır. Oturma basamakları üzerinde hatıl yuvaları görülmektedir. Söz konusu yuvalar, tiyatronun üzerinin sıcak günlerde bir velum (çadır) sistemi le kapatıldığını göstermektedir. Ayrıca burada bulunan bir sıra arkalıklı koltukların bazıları korunmuş durumdadır.
Tiyatro'ya üst kısımdan giriş üç adet vomitorum (tonozlu geçit) ile sağlanır. Bunlar merkezde, doğu ve batıda yer alırlar. Her üçü de arkalarında bir gizli geçit olan cryptae’ye bağlanır. Bu gizli geçitin ise tiyatronun kuzeyinde yer alan Sütunlu Cadde ile bağlantısı bulunmaktadır. Tiyatro özgün haliyle ortalama 3000 kişilik bir kapasiteye sahiptir. Kireçtaşından oldukça önemli bir grup heykel (Oturan Aslan, Genç bir kişiye ait büst, Askere?-Gladiatöre? ait torso) scaena ve orchestranın içine düşmüş şekilde kazılarda ele geçmiştir.
Cavea (seyirci oturma yeri), kentin güneyine bakan bir yamaca yaslanacak şekilde inşa edilmiştir. Bu açıdan Hellenistik bir tarza sahiptir. Özenle neredeyse barok tarzda işlenmiş iki katlı mermer ve kireç taşından oluşan scaenae (sahne) binasının ilk kata arşitravfrizi üzerinde tespit edilen bir yazıt sayesinde ilk katın MS 164 yılında, İmp. Marcus Aurelius ve L. Verus Dönemi’nde inşa edildiği anlaşılmıştır. İkinci katı ise mimari bloklar üzerindeki süslemelerden anlaşıldığı üzere Severuslar Dönemi’nde (MS 2 yy sonu) inşa edildiği düşünülmektedir.
Scaenae (sahne binası) cephe, ışık kullanımı ve alınlıklı tasarımı ile birlikte yerel tarzda kaliteli ve çok çeşitli süslemeleriyle öne çıkar ve korinth düzenindeki cephe tasarımı ile genel Roma İmparatorluk tarzını yansıtır. İkinci katında kullanılan alınlıklar ise içbükey şekilde sahip olmaları sebebi mimarlık tarihi açısından yeni örnekler olarak karşımıza çıkar.
Antik kentte yer alan iyi korunmuş durumdaki Tiyatro'nun sınırlarını ve çevre duvarlarını açığa çıkarabilmek amacıyla kazılar gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda analemma duvarının destek payandaları açığa çıkarılmıştır. Yoğun toprak dolgu altında bulunan orcestra bölümünde, bu dolgunun kaldırılması ve orkestra zemininin ortaya çıkarılması için başlatılan kazılarda, 18 m. çapındaki orcestraya inen merdiven sıralarının devamı açığa çıkarılmıştır. Ayrıca, çok sayıda mimari eleman tespit edilmiştir. Orkestra’da gerçekleştirilen kazılarda iki heykel de tespit edilmiştir. Batı Analemma’da yapılan çalışmalarda sahne binası ile yapıyı bağlayan aditus girişlerinin korunduğu görülmüştür. Ayrıca vomitoriumların bağlandığı bir tonozlu koridor da ortaya çıkarılmıştır. Koridorun aynı zamanda summa caevayı taşıdığı ve desteklediği anlaşılmıştır.
Kazılar sonucu elde edilen ilk verilere göre Tiyatro kurgusu, planı ve yapı özellikleri bakımından Roma İmparatorluk Dönemi’nde inşa edilmiş görünümüne sahiptir. Tiyatro summa ve ima cavea olarak iki bölüme ayrılmıştır. Summa cavea (üst oturma bölümü) büyük ölçüde tahrip olmuştur. Ima caeva’da (alt oturma bölümü) 17 sıra oturma basamağı ve bir sıra arkalıklı soylu koltuğu olan graduslar bulunur. Bunların büyük bir kısmı hala yerlerinde durmaktadırlar. Cavea’nın alt kesiminde, önemli kişileri ağırlamaya ayrılmış küçük bir bisellium (baş köşe tribünü) vardır.
Tiyatro'nın güçlendirilmesi için hazırlanan proje onaydan geçmiştir ve yakın zamanda uygulamasının başlaması planlanmaktadır. Proje için bkz. Tiyatro Restorasyon Projesi
Tiyatro'da sürdürülen güncel araştırmalar için bkz.
https://mobirise.com easy maker