Antik Kent Tarihi

Hellenistik Dönem Öncesi
(MÖ 3. yüzyıl öncesi)

Mobirise

Yerel Halk Luwiler ve Fırtına Tanrısı Tarhu(nt)

Uzuncaburç’daki arkeolojik buluntular yerel ve Greko-Romen kültürlerinin ender bir harmanını yansıtır. Bu alanda Anadolu'nun yerel halkları olarak bilinen Luviler'in yaşadığı düşünülür. Anadolu’nun nispeten izole bu bölgesinde Luwi halkı MÖ 2. Bin yıldan Hellenistik Dönem’e kadar görülmektedir. Bu süreçte, Uzuncaburç’da Luwi  Fırtına/Gök Tanrısı Tarhu(nt)’un önemli bir tapınım merkezi/Kutsal Alanı'nın yer aldığı düşünülür. 

Luwi tanrısı Tarhu(nt) isminin, Tarki, Tarko, Tarky ve Troko köklerinden olduğu, ele geçen Hellenistik Dönem yazıtlarından anlaşılmaktadır. Bölgede MÖ. 3. ve 2. yüzyıla tarihlenen yazıtlarda geçen Tarkyaris, Teukros, Zenophanes ve Zenas isimlerinin kısmen Zeus’un Luwice karşılığı olduğu düşünülmektedir. Bu durum, Hellenistik Dönem’de yerel Tarhu(nt)’un Zeus ile özdeşleştirildiğine ve Hellenistik Dönem Zeus Olbios Kutsal Alanı’nın kendisinden önceki bir kültten etkilenerek geliştiğine işaret eder.

Hellenistik Dönem öncesi kent tarihi ve Kutsal Alan incelemeleri halen sürdürülmektedir.

Hellenistik Dönem
(MÖ 3-1. yy)

Mobirise

Olba Tapınak Devleti ve Başkent Uzuncaburç

Uzuncaburç, Hellenistik Dönem’de görkemli anıtsal yapıları ile bölgede egemen olan Teukridler Hanedanı’nın Tapınak Devleti’nin merkezidir. İdari ve dini merkezi Uzuncaburç olan bu Tapınak Devlet, Silifke ve Erdemli bölgesine hakimdir. Ancak MÖ 2. Yüzyıla kadar bu Tapınak Devlet hakkında yeterli arkeolojik materyal yoktur. Aslında MÖ 3. yy başında B. İskenderin generali I. Seleukos Nikator’un Seleukeia Kalykadnos (Göksu nehri kıyısındaki Silifke) kentini kurduğu (MÖ 295) ve böylece bu kent aracılığıyla tapınak devletin zenginliğinden ve imkanlarından faydalandığı bilinir. Hatta bu dönemde Zeus Kutsal Alanı'na yardımda bulunduğu da bilinir. Bununla birlikte Olba Tapınak Devleti ve Seleukos Krallığı arasındaki ilişkinin arkeolojik kanıtları bölgede Apameia antlaşmasından sonraki dönemlerde (MÖ 188) geniş bir savunma temelli yapılanmaya gidilmesiyle görülür. Bu süre zarfında, kutsal alan, çeşitli binalar aracılığıyla önemli bir anıtsallaştırma yaşar. Ölçüleriyle Anadolu'nun en büyüklerinden biri olan Zeus Tapınağı’na ek olarak, beş katlı konut ve savunma kulesi ve yaklaşık 17 m. yüksekliğinde bir anıt mezar da bu döneme ait eserler arasında kabul edilir.

Roma İmparatorluk Dönemi
(MS 1-4. yy)

Mobirise

Bölgenin Anıtsal Kenti

Erken İmparatorluk Dönemi’nde, Olba Rahip Hanedanlarının egemenliği sona erer. Diocaesarea, Zeus Olbios Kutsal Alanı’nın etrafında gelişir ve Roma İmparatorluk Dönemi’nde anıtsal karakterine kavuşur. Kentin MS 1. yy başında, bazı önerilere göre ise Flaviuslar Dönemi’nde (MS 69-96) bu değişimi geçirdiği düşünülür. Bu iki hipoteze karşın tarihlemeler arasında sadece yarım yüzyıllık bir zaman farkı vardır. Bu süreçte kente tiyatro, kutsal alana girişi sağlayan bir tören kapısı (propylon), anıtsal çeşme (nymphaion), podyumlu tapınak (Tiberius Tapınağı), Tyche Tapınağı, kuzey kapısı, iki sütunlu cadde ve gymnasion eklenmesi bölgesel bir merkez olma iddiasını açıkça ortaya koyar.

Bizans Dönemi
(MS 4-15. yy)

Mobirise

Kiliseler Dönemi

MS 5 ve 6 yüzyılla birlikte kentte değişimler yaşanmıştır. Bu dönemde Diocaesarea, Isauria eyaletinde bir piskoposluk olarak metropol Seleukeia'ya bağlıydı. Hıristiyanlığın yayılımıyla birlikte kentteki değişim Kiliselerle kendini gösterir. Bunlar arasında Tapınak Kilise, Tiyatro Kilisesi, Kuzey Nekropolis’de bulunan Nekropol Kilisesi ve Stephanos Kilisesi yer almaktadır. Ancak bugün sadece Tapınak Kilise’sine ait kalıntılar korunmuştur. Kuzey kapısındaki önemli yazıt, imparator Arkadius ve Honorius (395-408) Dönemi’ndeki onarıma işaret eder. Bu dönemde Tyche Tapınağı’nda da faaliyetlerinin yaşandığı bilinir. Bununla birlikte kentte dini olmayan yapılara ait kanıtlar son dönem kazılarıyla açığa çıkarılmaya başlanmıştır.  Nymphaion'a bağlı tabernalar, sur duvarına ait izlerin yanısıra Kuzey Nekropolis’deki Bizans mezarları dikkat çekicidir. Buradaki Bizans mezarları yazıtlar ve haç sembolleriyle doludur.

Yörük Dönemi

Mobirise

Yörük Köyü Olarak Uzuncaburç

Uzuncaburç kırsal yerleşimi; antik Diocaesarea kentinin üzerinde gelişmiş eski bir köy yerleşimidir. Eski ismi Recepli olan köyün tam olarak ne zaman kurulduğu (henüz) bilinmese de, 1905 yılında bölgeyi gezmiş olan G. Bell’in fotoğraflarında tiyatro üzerine konuşlanmış (eski) köy evleri görünmektedir. Zaman içerisinde köy yerleşimi kalabalıklaşmış ve antik kentin merkezi aynı zamanda kırsal yerleşimin çekirdeği olarak da gelişmiştir. Yüzyıldan fazladır aktif olarak kullanılmakta olan eski köy merkezinde tapınak alanları, zafer kapısı, tiyatro, çeşme binası ve birbirini dik kesen antik caddeleri gibi yoğun anıtsal yapı kalıntılarının bulunduğu bölge ile içiçe geçmiş geleneksel köy evleri, cami, meydan ve çeşme ile farklı kültürel katmanları bir arada görmek mümkündür. Uzuncaburç kırsal yerleşimi hala korunmuş durumda olan geleneksel evleri ile bölgedeki en eski tarihi köylerden biridir. Dönemin yapım teknolojisini, mimari özelliklerini yansıtan geleneksel örnekler içerisinde nitelikli denebilecek 10-15 kadar köy evi, hem plan programları hem de içerisindeki ahşap işçilikleri ile dikkat çekicidir. Bunun dışında yapı teknolojisi ve mimari programı açısından daha mütevazi örnekler ve daha geç dönemde inşa edilmiş örnekler de mevcuttur. Uzuncaburç köy yerleşimi günümüzde hala Silifkeliler'in yayla olarak kullandığı bir alandır. Bu nedenle aileler tarafından devam ettirilen geleneksel bilgi ve toplumsal hafıza köy tarihi açısından önemlidir.

© Copyright Uzuncaburç Kazı Başkanlığı

Website was designed with Mobirise